Gizli Gizli İzlenebilecek 4 Türk Komedi Dizisi

Önceki dizi yazımız Dizi Önermeyisi; büyük beğeni toplamış, bir o kadar da tepki çekmişti. Çok sevilen yapımların aslında çok da sevilmemesi gerektiğini söylemeye çalışmıştık, bugün de hiç sevilmeyen yapımların aslında yoklukta gider oluşunu göstermek istiyoruz. Yine hakir görenler çıkacaktır; varsınlar görsünler. Biz yine gerçekleri söylemeye devam edeceğiz. Biz dediğim de ben yani.

Pis Yedili

Kendi okulları yandığı için; eğitim hayatlarına özel bir okulda burslu olarak devam etmek zorunda kalan sefalet derecesinde fasfakir 7 gencin hayat hikayesinin anlatıldığı bir komedi dizisi. Pis Yedili. Doğruya doğru. Dizideki herkesin lakabının olması – Trafo, Dilkopat, Bayrampaşalı, Canburger – çok itici bir durum. Ama yayınlandığı dönemlerde herkesin lakabı vardı. Kimse yoktu demesin, Cihat Akbel’in ülkedeki lakap enflasyonuyla ilgili muhteşem tweetini bırakıyorum buraya.

Şimdi sorsak herkes “Saçmalığın daniskasıydı o dizi” der. Lâkin Orço’nun kısa paçalı pantolonu yıllardır dünya modasının zirvesine oturmuş durumda, neredeyse tüm kızların guilty pleasure’ı hâlâ agresif kötü çocuk (Trafo) ve dizideki şakaları şimdi tweet atsan en az 20k fav alırsın. Çok büyük bir antropolojik inceleme materyalidir bu dizi hafife alınmasın sakın. Geçmişe ve geleceğe fener tutuyor adeta.

Ayrıca çok ama çok dikkatli izleyiciler Netflix’in yeni Türk yapımı Aşk 101’in nasıl da Pis Yedili’den esinlenilerek hazırlandığını görebilirler.

Yalan Dünya’nın İçindeki Aşiret Dizisi Fırat’ın Yazgısı

Gülse Birsel’in sözde kötü Türk yapımlarıyla dalga geçmek için Yalan Dünya’nın içinde çekilen dizi olarak hazırladığı Fırat’ın Yazgısı; bugüne kadar izlediğim en komik absürt dizilerden biri olabilir.

İçinde zombi istilasından karmaşık aşk ilişkilerine, abartılı oyunculuklardan korkunç karakter planlarına kadar o kadar komik şey var ki; defalarca Youtube’dan açıp sahnelerini izlemişimdir. Keşke gerçekten yayınlanan bir yapım olsaydı. Kaçırmadan izlerdim.

Bu arada saçmalamayın arkadaşlar. Tabii ki de Yalan Dünya, o kadar da kötü bir rezalet Türk dizisi.

Alemin Kralı

Ülkede zaten sokak seviyesinin üzerine çıkamamış olan komediyi, ısrarla tekrar sokağa indirerek kendi çapında bir komedi devrimi yapmaya çalışan Şafak Sezer, yaptığı bütün işlerde korkunç kötü senaryolar ama muhteşem karakterler yaratıyor.

Her bölümü neredeyse birbirinin aynısı olan diziyi, karakterlerin ismine ve saçma hareketlerine yeterince güldüğünüzü hissedene kadar izleyebilirsiniz. Allah aşkına Kubat Otuzşubat adında bir spotçu dolandırıcılık kovalıyor, Beşer Beşmez adında bir adam sürekli “İnsanlıktan çıkayım mı ağabey?” diyor… Ön yargılarınızı birkaç dakika terk edebilirseniz birkaç burundan hızlı tek nefes vermeli gülme yaşatacaktır bu dizi size.

Türk Malı

Şafak Sezer’le devam ediyoruz. İşe sürekli Bisan marka bisikletle giden bir postacı ve ailesinin, komşularına hayatı zehredişini izliyoruz. Ama bu; dizinin sıkıcı bölümü. Asıl eğlence, playboy Yarcan ile Muhafazakâr Erman’ın tartışmaları. Yarcan eve kız attıkça Erman küplere binip, evimi cunup ettin, diye bağırıyor. Hacivat Karagöz… Hadi abi camii inşaatına taş taşıyın siz.

Bu diziye olan sempatimi anlatmakta güçlük çekiyorum. Erman Kuzu babama çok benziyor sanırım ya… Ama ben Türk Malı’na gülmem diyen varsa; YouTube’a: “Türk Malı Yarcan’a Öfkelenen Erman” yazsın.

Herhangi bir komedi dizisinde ya da filminde, size gülmeniz için verilmiş, “Bak buraya güleceksiniz haa!” dercesine şakaların arkasına gülme efekti koyulmuş anlara gülmeyebilirsiniz. Ama komik olsun diye yapılmış bir şeyin komik olmaması aşırı komik bir durum bence. Yani bir fırıncı hamuru fırına sürse, küreği daldırsa bi’ çıkarsa, ekmek yerine Murat Boz çıkarmış olsa mesela… Altıma yaparım gülmekten. Bunun gibi bir şey…

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Previous Post

Dizi Önermeyisi #1

Next Post

Yunan Mitolojisinde Kadının Yeri