Bireylik Bilinci Bazında Ejakülatif Söylemler

‘Kişisel Gelişim’ kelimesi hep ejakülatif çağrışımlar yapmıştır zihnimde. Bu enteresan kelimelerle dolu, özünde içi boş yazımda da sizlere; gelişim ihtiyacının ortaya çıkış sebeplerinden kabaca bahsedecek, arkasını da bağlayamadan sona erdireceğim. Kişisel gelişmemiş bireyin davranışlarını böylece gözlemleyebileceksiniz. Kısaca başlıkta vermeyi hedeflediğim mesaja da değinip asıl mesaja doğru adımlayalım.

İndirgeyelim Bakalım.. Basite..

Bireylik bilinci diye bahsettiğim şey; kelimelerin anlamını biliyor, bir araya geldiklerinde birbirlerini tanımsal olarak nasıl etkilediklerini anlayıp yorumlayabiliyorsanız, dümdüz bireylik bilinci demek oluyor. Ama ben bir şekilde okul öncesi dönemdeki çocukların, homofobiklerin, eşcinsellerin ve Maocuların (Çinli devrimci ve siyasetçi Mao Zedong’un ışıklı yolunda ona eşlik eden yoldaşlar) da buraya erişim sağlayabildiğini ve anlamakta güçlük çektikleri ihtimalini de hesaba katarak; özün, herhangi bir yaşam formunun, daha geniş ya da daha dar bir bakış açısıyla ‘bir işletim sisteminin’ fiziksel varlığına yüzde yüz emin olduktan sonra bunun üzerine koyduğu her öz-yorum bireylik bilincidir şeklinde basite indirgemek isterim.

Lafı Dolandıram Boş Boş Konuşam

Bu bağlamda devam eden ‘ejakülatif söylemler’ ise oldukça bayağı, seviyesiz bir eş anlamlı kelime şakasından geliyor: Gelmek.. Kişisel gelişimi nasıl yazarsam havalı görünür diye düşündüm ve aklıma bu geldi. Evet, koca bir yazının başlığını böyle bir şaka üzerine kurdum. Hayata bakarsanız en anlamlı, en görkemli şeylerin böylesi saçma durumlardan hareketle ortaya çıktığını görecek ve beni alkışlayacaksınız. Tac Mahal’in hikayesini okumanız yeterli bunun için. Bu başlığın dayandığı metafor ve devamındaki şaka, Tac Mahal’in hikayesinden çok daha etkileyicidir. Buradan hareketle de sizi, hayal ettiğiniz ya da hiç hayal etmediğiniz, belki de hayal dahi edemeyeceğiniz kişiye dönüştürecek şey belki de böyle saçma bir tesadüf, travma ya da gelişme azmi olabilir. Biz burada üçüncüyle alakalı konuşacağız. İlk iki ihtimali değerlendirmek isteyen varsa sınıfın huzurunu kaçırmamak kaydıyla bize eşlik edebilir, dilerse ayrılabilir. İnanın ki umrumda olmaz ben tahtaya anlatır yine alırım maaşımı..

Üçüncü diye bahsettiğimiz şeyle alakalı bir arayışınız varsa sizi bu noktaya getiren iki şey olabilir: İlki, o kadar uzun zamandır yayıyor ve hiçbir şey yapmıyorsunuzdur ki depresyona girme noktasına gelmişsinizdir. Bu rahatsızlık sonucu hummalı bir arayış başlamıştır. Ama bu arayışın sebebi gelişme isteğiniz değil, sadece depresyon hissinden kurtulmaktır. Öncelikle bunu kabul edin ve depresyon hissi geçtiği an eski hayatınıza dönmemeye yemin edin. Yemin memin boş iş diyen de şımarmasın, o kadar da kişisel bi gelişim değil burası. İkinci şey ise bitip tükenmek bilmeyen ilerleme, gelişim, daha iyisi olma isteğinizdir. Ama bu istek yeterli farkındalıkla bir araya gelmediği için verimli yönlendirilememiş, bir hastane enkazında unutulmuş röntgen makinesi gibi etrafa çılgın gibi parçacık saçar ve çoluğu çocuğu kanser eder hale gelmiştir (şu an bu yazıyı okuyor olmanızdan çıkardım bunu). Bu işin tazminatı falan var adamın altından donunu alırlar. Bu enerjinin bireylik bazında ejakülatif farkındalıkla kontrol altına alınması şarttır.

( O kadar ejakülatif söyleme güzel bir prezerotasyonalist görsel iyi gider diye düşündüm. Hem de bayansı prezerotasyonalist )

Fazla da Uçmadan

Dilerseniz hemen şimdi Yusuf Furkan B.B.E.F. paketimi satın alabilir, üç hafta gibi kısa bir sürede aşırı başarılı birisi olabilirsiniz. Dilemezseniz, bir sonraki yazımda konunun daha derinine iner, farkındalığımızı beraber arttırmaya çalışırız. Kişisel gelişimin ilk kuralı, kişisel gelişimle alakalı bir şeyler yazıp çizen insanlara ‘Has….ir ulan deve, çok biliyoduysan sen kendinde uygulasaydın’ diyebilmektir. Şimdi bana en ağır küfürler eşliğinde bunu söylediğinizi hayal ediyor, huzur içinde kendi leş hayatıma dönüş yapıyorum. Sizleri sevgi ve ejakülasyonla selamlıyor, iyi günler diliyorum.

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Previous Post

Sanat İçi Şişirilmiş Dev Bir Balon mudur?

Next Post

Plaza Solcularının Suratına Tokat Gibi Patlayan Albüm: Otonom Piyade: Deliler Bayramı

Related Posts

Hoş Geldiniz

Siz değil ben hoş geldim çünkü son yarım saattir 750-800 kere hoş geldiniz cümlesine maruz kaldığım için artık…
Read More